Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge
GT
GD
C
H
L
M
O
a
GT
GD
C
H
L
M
O
activities
/ækˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: faaliyetler, etkinlikler;
USER: faaliyetler, etkinlikler, faaliyetleri, faaliyetlerini, faaliyetlerinin, faaliyetlerinin
GT
GD
C
H
L
M
O
an
GT
GD
C
H
L
M
O
and
/ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de;
USER: ve, ile, ile
GT
GD
C
H
L
M
O
application
/ˌæp.lɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: uygulama, başvuru, kullanım, dilekçe, tatbik, başvuru formu, talep, başvurma, sürme, özen, dikkat;
USER: uygulama, uygulaması, başvuru, uygulamanın, uygulamaya
GT
GD
C
H
L
M
O
areas
/ˈeə.ri.ə/ = NOUN: alan, bölge, yüzölçümü, bodrum girişi, harekât bölgesi;
USER: alanlar, alanları, alanlarda, alanlarında, yerlerde
GT
GD
C
H
L
M
O
as
/əz/ = ADVERB: olarak, gibi, kadar, iken;
PRONOUN: gibi;
CONJUNCTION: olduğu gibi, ki, iken, rağmen, karşın, madem, mademki, -diği gibi, -irken;
USER: olarak, gibi, kadar, yanı, şekilde, şekilde
GT
GD
C
H
L
M
O
at
/ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a;
NOUN: savaşçı, asker, eyt;
USER: de, az, at, okuyun, azından, azından
GT
GD
C
H
L
M
O
b
= NOUN: si, iyi;
USER: b,
GT
GD
C
H
L
M
O
bell
/bel/ = NOUN: çan, zil, çıngırak, çıngırdak, taçyapraklar, korol, dalgıç hücresi, sütun başlığı gövdesi;
VERB: böğürmek, bağırmak;
USER: çan, Bell, zil, zili, çanı
GT
GD
C
H
L
M
O
booth
/buːð/ = NOUN: kabin, gişe, kulübe, satış pavyonu, çardak, baraka;
USER: kabin, standında, stand, kabini, standı
GT
GD
C
H
L
M
O
broadened
/ˈbrôdn/ = VERB: genişletmek, genişlemek;
USER: genişletti, genişletilmesi, genişletmiştir, genişletilmiş, genişletilmiştir
GT
GD
C
H
L
M
O
business
/ˈbɪz.nɪs/ = NOUN: iş, faaliyet, ticaret, işyeri, firma, ticarethane, mesele, alım satım, görev, konu;
USER: iş, işletmeniz, Business, işletme, ticari
GT
GD
C
H
L
M
O
by
/baɪ/ = PREPOSITION: tarafından, göre, ile, yoluyla, kadar, vasıtasıyla, yanında, kenarında, başında, yanından, yakınında, yakınından, yolundan;
ADVERB: yakın, geçecek biçimde, geçişli biçimde, bir kenara;
USER: tarafından, göre, ile, by, edenler tarafından
GT
GD
C
H
L
M
O
chief
/tʃiːf/ = NOUN: baş, şef, reis, amir, armanın en üst kısmı;
ADJECTIVE: baş, ana, belli başlı, en üst rütbeli;
USER: baş, başkanı, şefi, şef, müdürü
GT
GD
C
H
L
M
O
cio
/ˌsiːaɪˈem/ = USER: cio, CIO'nun, CIO'su
GT
GD
C
H
L
M
O
company
/ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa;
USER: şirket, şirketi, şirketin, firma, işletmenizi
GT
GD
C
H
L
M
O
consolidated
/kənˈsɒl.ɪ.deɪt/ = ADJECTIVE: birleştirilmiş, sağlam, birleşmiş, takviyeli, vadesi uzatılmış, dayanıklı;
USER: birleştirilmiş, konsolide
GT
GD
C
H
L
M
O
council
/ˈkaʊn.səl/ = NOUN: konsey, meclis, kurul, divan, yönetim kurulu;
USER: konsey, konseyi, meclisi, belediye, meclis
GT
GD
C
H
L
M
O
customer
/ˈkʌs.tə.mər/ = NOUN: müşteri, alıcı, tip, herif;
USER: müşteri, Musteri, müşterinin, Customer, müşteriye
GT
GD
C
H
L
M
O
dame
/deɪm/ = NOUN: kadın, bayan, hanım, yaşlı kadın, dam, karı, anaokulu, anaokulu müdiresi;
USER: kadın, dame, kadınla yatmıyorum, bayan, hanım
GT
GD
C
H
L
M
O
day
/deɪ/ = NOUN: gün, gündüz, zaman, dönem;
USER: gün, günü, günlük, günün, günde, günde
GT
GD
C
H
L
M
O
directing
/diˈrekt,dī-/ = VERB: yönlendirmek, yönetmek, yöneltmek, idare etmek, emretmek, yol göstermek, adres yazmak, atfetmek, direktif vermek, komuta etmek;
USER: yönetmenlik, yönlendirme, yönlendirilmesi, yönlendiren, yönlendirerek
GT
GD
C
H
L
M
O
director
/daɪˈrek.tər/ = NOUN: yönetmen, müdür, yönetici, direktör, idareci, yönetim kurulu üyesi, orkestra şefi, koro şefi;
USER: yönetmen, müdürü, direktörü, yönetmeni, yöneticisi
GT
GD
C
H
L
M
O
encompassing
/ɪnˈkʌm.pəs/ = VERB: kuşatmak, kapsamak, etrafını çevirmek, neden olmak, sarmak, kumpas kurmak;
USER: kapsayan, içine alan, kapsayacak, kuşatan
GT
GD
C
H
L
M
O
engineering
/ˌenjəˈni(ə)r/ = NOUN: mühendis, makinist, teknisyen, makine mühendisi, tekniker, çarkçı;
VERB: mühendislik yapmak, mühendisliğini yapmak, yapmak, düzenlemek;
USER: mühendislik, mühendisliği, Engineering, ürünler, tekniği
GT
GD
C
H
L
M
O
enhanced
/ɪnˈhɑːns/ = VERB: artırmak, yükseltmek, büyütmek, abartmak;
USER: gelişmiş, geliştirilmiş, gelişmiş bir, güçlendirilmiş, geliştirilmiş bir
GT
GD
C
H
L
M
O
executive
/ɪɡˈzek.jʊ.tɪv/ = ADJECTIVE: yürütme, yönetim, icra, yetkili, uygulama ile ilgili;
NOUN: yönetici, idareci, hükümet;
USER: yürütme, yönetici, executive, yönetim, icra
GT
GD
C
H
L
M
O
five
/faɪv/ = USER: beş
GT
GD
C
H
L
M
O
focused
/ˈfəʊ.kəst/ = USER: odaklı, odaklanmış, odaklanmıştır, duruldu, odaklanan
GT
GD
C
H
L
M
O
followed
/ˈfɒl.əʊ/ = VERB: izlemek, uymak, takip etmek, sürdürmek, sonra gelmek, dinlemek, sonucu olmak, dolayı olmak;
USER: takip, ardından, izledi, sonra, takiben
GT
GD
C
H
L
M
O
footprint
/ˈfʊt.prɪnt/ = NOUN: ayak izi, iz;
USER: ayak izi, ayak izini, kaplayan, yer kaplayan, izi
GT
GD
C
H
L
M
O
for
/fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle;
CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira;
USER: için, boyunca, for, üzere, üzere
GT
GD
C
H
L
M
O
from
/frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri;
USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan
GT
GD
C
H
L
M
O
function
/ˈfʌŋk.ʃən/ = NOUN: fonksiyon, işlev, görev, toplantı, iş, amaç, yükümlülük, hizmet;
VERB: çalışmak, işlemek, işlevini yerine getirmek;
USER: fonksiyon, fonksiyonu, işlevi, işlev, işlevini
GT
GD
C
H
L
M
O
held
/held/ = USER: düzenlenen, yapılan, tutulan, yapılacak, elde tutulan, elde tutulan
GT
GD
C
H
L
M
O
helicopter
/ˈhel.ɪˌkɒp.tər/ = NOUN: helikopter;
VERB: helikopter ile uçmak;
USER: helikopter, helikopteri, helikopterin, helikopterle, helicopter
GT
GD
C
H
L
M
O
her
/hɜːr/ = PRONOUN: onu, onun, ona, o, kendisi, kendine;
USER: onu, onun, ona, kendi, onunla
GT
GD
C
H
L
M
O
holds
/həʊld/ = USER: tutar, tutan, sahip, sahiptir, Kurabilirsiniz
GT
GD
C
H
L
M
O
honeywell
= USER: honeywell, Honeywell'in,
GT
GD
C
H
L
M
O
in
/ɪn/ = ADVERB: içinde;
PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri;
ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde;
USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in
GT
GD
C
H
L
M
O
inc
/ɪŋk/ = USER: inc, A.Ş.
GT
GD
C
H
L
M
O
include
/ɪnˈkluːd/ = VERB: katmak, içermek, kapsamak, dahil etmek, içine almak;
USER: dahil, içerir, bulunmaktadır, vardır, şunlardır
GT
GD
C
H
L
M
O
including
/ɪnˈkluː.dɪŋ/ = PREPOSITION: dahil, kapsayan;
ADJECTIVE: içeren;
USER: dahil, dahil olmak üzere, dahil olmak, gibi, içeren, içeren
GT
GD
C
H
L
M
O
information
/ˌɪn.fəˈmeɪ.ʃən/ = NOUN: bilgi, enformasyon, haber, danışma, bilgi edinme, istihbarat, malumat, bildirme, şikâyet, iddia;
USER: bilgi, bilgileri, bilgiler, bilgilerini, bilgilerin, bilgilerin
GT
GD
C
H
L
M
O
into
/ˈɪn.tuː/ = PREPOSITION: içine, haline, içeriye, -e, -ye;
USER: içine, haline, halinde, olarak, doğru, doğru
GT
GD
C
H
L
M
O
is
/ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup
GT
GD
C
H
L
M
O
joined
/join/ = VERB: katılmak, birleştirmek, katmak, üye olmak, birleşmek, eklemek, iştirak etmek, kaynamak, sınırı ortak olmak;
USER: katıldı, joined, katıldığı, e katıldı, katılan
GT
GD
C
H
L
M
O
joining
/dʒɔɪn/ = NOUN: katılma, birleştirme, birleşme, iştirak, kaynama;
USER: birleştirme, katılma, katılmadan, katılarak, katılan
GT
GD
C
H
L
M
O
k
= USER: l, M, ben, lt, Sol
GT
GD
C
H
L
M
O
leadership
/ˈliː.də.ʃɪp/ = NOUN: liderlik, önderlik;
USER: liderlik, liderliği, liderliğini, lider, liderliğinde
GT
GD
C
H
L
M
O
m
/əm/ = USER: m, m Kaydedilen
GT
GD
C
H
L
M
O
management
/ˈmæn.ɪdʒ.mənt/ = NOUN: yönetim, işletme, idare, müdürlük, idarecilik;
USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, yönetimini, yönetiminde, yönetiminde
GT
GD
C
H
L
M
O
manages
/ˈmæn.ɪdʒ/ = VERB: işletmek, idare etmek, halletmek, becermek, yolunu bulmak, geçinmek, terbiye etmek, çevirmek, kıvırmak, çekip çevirmek, icabına bakmak;
USER: yönetir, yöneten, yönetmektedir, başarıyor, yönetiyor
GT
GD
C
H
L
M
O
managing
/ˈmanij/ = ADJECTIVE: sorumlu, mesul;
NOUN: idare etme;
USER: yönetmek, yönetme, yönetimi, yönetim, yönetiminde
GT
GD
C
H
L
M
O
mechanical
/məˈkæn.ɪ.kəl/ = ADJECTIVE: mekanik, makine ile yapılan, makineye ait;
USER: mekanik, Makina, Genel mekanik, makine, mekanik bir, mekanik bir
GT
GD
C
H
L
M
O
members
/ˈmem.bər/ = NOUN: üye, taraf, uzuv, organ;
USER: üye, üyeleri, üyelerinin, üyesi, üyeler
GT
GD
C
H
L
M
O
modernizing
/ˌmɒd.ən.aɪˈzeɪ.ʃən/ = VERB: modernleştirmek, modernize etmek, yenilemek;
USER: modernizasyonu, modernize, modernleşme, modernizasyon, modernleştirme
GT
GD
C
H
L
M
O
notre
GT
GD
C
H
L
M
O
of
/əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li;
USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km
GT
GD
C
H
L
M
O
officer
/ˈɒf.ɪ.sər/ = NOUN: subay, memur, polis memuru;
VERB: komuta etmek, idare etmek, subayları atamak;
USER: subay, memur, memuru, görevlisi, subayı
GT
GD
C
H
L
M
O
officers
/ˈɒf.ɪ.sər/ = NOUN: subay, memur, polis memuru;
VERB: komuta etmek, idare etmek, subayları atamak;
USER: memurları, görevlileri, subay, memuru, memurlarının
GT
GD
C
H
L
M
O
on
/ɒn/ = PREPOSITION: üzerinde, ile, üstünde, yönünde, esnasında;
ADVERB: üstünde, durmadan, sürekli olarak;
ADJECTIVE: yanık, devrede, sahnede, hazır;
USER: üzerinde, ilgili, üzerine, hakkında, ile ilgili, ile ilgili
GT
GD
C
H
L
M
O
other
/ˈʌð.ər/ = PRONOUN: diğer, öteki, başkası;
ADJECTIVE: başka, öteki, öbür, geçen, sonraki;
ADVERB: başka türlü, başka biçimde, bundan başka;
USER: diğer, başka, başka bir, öteki, öteki
GT
GD
C
H
L
M
O
outsourcing
/ˈaʊt.sɔːs/ = USER: dış kaynak, dış kaynak kullanımı, Outsourcing, dış, kaynak
GT
GD
C
H
L
M
O
oversees
/ˌəʊ.vəˈsiː/ = VERB: denetlemek, yönetmek, gözetmek;
USER: denetler, denetleyen, yönetmektedir, gözetir, nezaret
GT
GD
C
H
L
M
O
position
/pəˈzɪʃ.ən/ = NOUN: pozisyon, konum, mevki, durum, yer, görev, duruş, görüş, statü, fikir, sav;
VERB: yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek;
USER: pozisyon, konum, konumu, pozisyonu, konumunu
GT
GD
C
H
L
M
O
positions
/pəˈzɪʃ.ən/ = NOUN: pozisyon, konum, mevki, durum, yer, görev, duruş, görüş, statü, fikir, sav;
VERB: yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek;
USER: pozisyonları, pozisyonlar, pozisyon, pozisyonlara, konumları
GT
GD
C
H
L
M
O
president
/ˈprez.ɪ.dənt/ = NOUN: cumhurbaşkanı, başkan, devlet başkanı, genel müdür, rektör;
USER: başkan, başkanı, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanının, devlet başkanı
GT
GD
C
H
L
M
O
previous
/ˈpriː.vi.əs/ = ADJECTIVE: önceki, eski, geçmiş, evvelki, sabık, zamanından önce olan;
USER: önceki, bir önceki, geçen, daha önceki, önce
GT
GD
C
H
L
M
O
prior
/praɪər/ = ADJECTIVE: önce, önceki, öncelikli, eski, sabık, kıdemli;
NOUN: manastır başrahibi, dini kuruluş yetkilisi, tarikat ileri geleni;
USER: önce, önceki, önceden, öncesinde, öncesi, öncesi
GT
GD
C
H
L
M
O
projects
/ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan;
VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak;
USER: projeler, projeleri, proje, projelerin, projelerinin
GT
GD
C
H
L
M
O
provided
/prəˈvīd/ = VERB: sağlamak, temin etmek, karşılamak, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak;
USER: sağlanan, verilen, verilmedi, Resim, sunulan
GT
GD
C
H
L
M
O
relationships
/rɪˈleɪ.ʃən.ʃɪp/ = NOUN: ilişki, bağ, akrabalık, yakınlık, ilgi, alâka;
USER: ilişkiler, ilişkileri, ilişkilerin, ilişkilerini, ilişki
GT
GD
C
H
L
M
O
responsibilities
/rɪˌspɒn.sɪˈbɪl.ɪ.ti/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü;
USER: sorumlulukları, sorumluluklar, sorumluluklarını, sorumluluk, sorumluluklarının
GT
GD
C
H
L
M
O
s
= USER: s, ler, lar, temizle, larındaki
GT
GD
C
H
L
M
O
school
/skuːl/ = NOUN: okul, ekol, mektep, tarz, okul binası, balık sürüsü, okul çalışanları ve öğrencileri;
VERB: okula göndermek, yetiştirmek, eğitmek, öğretmek, ders vermek, terbiye etmek, alıştırmak;
USER: okul, Okulun, okula, okulu, okulda
GT
GD
C
H
L
M
O
service
/ˈsɜː.vɪs/ = NOUN: hizmet, servis, görev, faaliyet, ayin, askerlik, işleme, ibadet, tebliğ, fayda;
ADJECTIVE: hizmet;
VERB: hizmet vermek;
USER: hizmet, servisi, servis, hizmeti, hizmetleri
GT
GD
C
H
L
M
O
services
/ˈsɜː.vɪs/ = NOUN: aletler, servis takımı, çay takımı, araç gereçler;
USER: hizmetleri, hizmetler, hizmet, hizmetlere, hizmeti
GT
GD
C
H
L
M
O
she
/ʃiː/ = PRONOUN: o;
NOUN: kadın;
USER: o, diye, onun, kadın
GT
GD
C
H
L
M
O
special
/ˈspeʃ.əl/ = ADJECTIVE: özel, has, özellikli, olağanüstü, ayrıcalıklı;
NOUN: özel indirim, özel baskı, spesiyalite, özel yayın, özel tren, günün yemeği, geçici polis, özel muhabir, özel sayı;
USER: özel, özel bir, özel bir
GT
GD
C
H
L
M
O
staff
/stɑːf/ = NOUN: personel, kadro, değnek, kurmay, asa, porte, baston, destek;
ADJECTIVE: personel, kurmay;
VERB: personel sağlamak, kadrosu olmak;
USER: personel, personeli, staff, personelin, çalışanları
GT
GD
C
H
L
M
O
steelcase
= USER: Steelcase, olarak Steelcase,
GT
GD
C
H
L
M
O
supplier
/səˈplaɪ.ər/ = NOUN: satıcı, ihtiyacı karşılayan;
USER: satıcı, teslimatçı, geç, tedarikçi, tedarikçisi
GT
GD
C
H
L
M
O
support
/səˈpɔːt/ = NOUN: destek, yardım, dayanak, takviye, arka;
VERB: desteklemek, destek olmak, geçindirmek, sürdürmek, bakmak, tutmak, kanıtlamak;
USER: destek, desteklemek, desteği, destekleyen, destekler
GT
GD
C
H
L
M
O
systems
/ˈsɪs.təm/ = NOUN: sistem, düzen, şebeke, yapı, yöntem, ağ, usul, vücut, evren, katman;
USER: sistemleri, sistemler, sistemlerinin, sistemlerin, sistemlerinde
GT
GD
C
H
L
M
O
technologies
/tekˈnɒl.ə.dʒi/ = NOUN: teknoloji, uygulayımbilim;
USER: teknolojileri, teknolojiler, teknolojilerin, teknolojilerinin, teknoloji
GT
GD
C
H
L
M
O
technology
/tekˈnɒl.ə.dʒi/ = NOUN: teknoloji, uygulayımbilim;
USER: teknoloji, teknolojisi, teknolojisini, teknolojinin, teknolojisinin
GT
GD
C
H
L
M
O
textron
= USER: Textron, Textron'un, Textron firması,
GT
GD
C
H
L
M
O
that
/ðæt/ = CONJUNCTION: o, ki, şu, için, diye;
PRONOUN: o, ki, şu, diye;
ADVERB: böyle, o kadar, bu kadar;
ADJECTIVE: öteki;
USER: o, bu, olduğunu, olduğu, ki, ki
GT
GD
C
H
L
M
O
the
GT
GD
C
H
L
M
O
tis
/tɪz/ = VERB: tıngırdatmak, çınlamak, tıngırdamak, çınlatmak;
USER: tis, TBS, doku, tbf, TIS'ı
GT
GD
C
H
L
M
O
to
/tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru;
USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç
GT
GD
C
H
L
M
O
unit
/ˈjuː.nɪt/ = NOUN: birim, ünite, birlik, öğe, bütünlük;
USER: birim, birimi, ünitesi, ünite, biriminin
GT
GD
C
H
L
M
O
university
/ˌyo͞onəˈvərsətē/ = NOUN: üniversite;
ADJECTIVE: üniversite;
USER: üniversite, üniversitenin, üniversiteye, üniversitede, üniversitesi, üniversitesi
GT
GD
C
H
L
M
O
vice
/vaɪs/ = NOUN: mengene, kötülük, ahlaksızlık, zaaf, kusur, vekil, özür, çapkınlık, huysuzluk;
PREPOSITION: yerine;
USER: mengene, yardımcısı, Vice, başkan yardımcısı, başkan
GT
GD
C
H
L
M
O
vp
/ˌviːˈpiː/ = USER: vp, Başkan Yardımcısı, Başkan, Yardımcısı
GT
GD
C
H
L
M
O
was
/wɒz/ = USER: oldu, olduğunu, idi, was, olduğu, olduğu
GT
GD
C
H
L
M
O
where
/weər/ = ADVERB: nerede, nereye, nereden;
PRONOUN: yer, nere;
CONJUNCTION: -dığı yere, -diği yerde;
USER: nerede, nereye, burada, yerde, yere, yere
GT
GD
C
H
L
M
O
years
/jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş;
USER: yıl, yaşında, yıllarda, yaş, yıldır, yıldır
100 words